Rüyamda Ikea'da ailecek yemek yiyorduk. Ne yediğimizi hatırlamıyorum, İsveç köftesi miydi acaba? Fakat acelemiz var, bir yere yetişecekmişiz, çabuk çabuk yiyoruz. Ben o sırada yan taraftaki boş alanda Füruzan'ın imza günü yaptığını görüyorum, içim gidiyor. Ancak zaman yok, hatta herkes yemeğini bitirmiş kalkmaya davranıyor. Son bir çabayla dönüyorum, masadakilere "5 dakika imza alıp geleceğim" demek için, aa o da ne? Herkes gitmiş, masada annem oturuyor. Hiç yadırgamıyorum, "ölmüş kadının Ikea'da ne işi var?" falan diye düşünmeden ona söylüyorum, annem umursamadan yemeğini yemeye devam ediyor. Ben hemen koşturuyorum Füruzan'ın olduğu yere. Velakin bu Füruzan esmer, kısa kıvırcık saçlı, tabak gibi yuvarlak bir suratı var. Olsun, biz Füruzan'ın her modelini severiz. "Hocam" diyorum, niye "hocam" diyorsam, normalde onun bana "hocam" demesi gerekir. "Ben sizin tüm kitaplarınızın hayranıyım, bir imza" derken bir zil sesi duyuluyor. "Hocam dedim ya öğretmenmiş demek" diye düşünürken zil çalmaya devam ediyor. Ama bu zil Buzuki Orhan'ın "Fırtına" şarkısının melodisiyle çalıyor. Ve ben uyanıyorum sonra, telefonmuş tabii ki çalan. Kader utansın iki satır konuşup imza alamadan uyandım işte, neyse ki 4 yıl önce alınmış imzalarım, yapılmış sohbetlerim ve çekilmiş fotoğraflarım var, üstelik oradaki Füruzan sarışın, endamlı, saçları her zamanki gibi topuz ve de kendine benziyor. "Hayırdır inşallah" diyor ve her rüya kadar saçma bu rüyayı da şuracığa bırakıyorum, vardır elbet bir hikmeti...
Thursday, October 31, 2013
RÜYA
Rüyamda Ikea'da ailecek yemek yiyorduk. Ne yediğimizi hatırlamıyorum, İsveç köftesi miydi acaba? Fakat acelemiz var, bir yere yetişecekmişiz, çabuk çabuk yiyoruz. Ben o sırada yan taraftaki boş alanda Füruzan'ın imza günü yaptığını görüyorum, içim gidiyor. Ancak zaman yok, hatta herkes yemeğini bitirmiş kalkmaya davranıyor. Son bir çabayla dönüyorum, masadakilere "5 dakika imza alıp geleceğim" demek için, aa o da ne? Herkes gitmiş, masada annem oturuyor. Hiç yadırgamıyorum, "ölmüş kadının Ikea'da ne işi var?" falan diye düşünmeden ona söylüyorum, annem umursamadan yemeğini yemeye devam ediyor. Ben hemen koşturuyorum Füruzan'ın olduğu yere. Velakin bu Füruzan esmer, kısa kıvırcık saçlı, tabak gibi yuvarlak bir suratı var. Olsun, biz Füruzan'ın her modelini severiz. "Hocam" diyorum, niye "hocam" diyorsam, normalde onun bana "hocam" demesi gerekir. "Ben sizin tüm kitaplarınızın hayranıyım, bir imza" derken bir zil sesi duyuluyor. "Hocam dedim ya öğretmenmiş demek" diye düşünürken zil çalmaya devam ediyor. Ama bu zil Buzuki Orhan'ın "Fırtına" şarkısının melodisiyle çalıyor. Ve ben uyanıyorum sonra, telefonmuş tabii ki çalan. Kader utansın iki satır konuşup imza alamadan uyandım işte, neyse ki 4 yıl önce alınmış imzalarım, yapılmış sohbetlerim ve çekilmiş fotoğraflarım var, üstelik oradaki Füruzan sarışın, endamlı, saçları her zamanki gibi topuz ve de kendine benziyor. "Hayırdır inşallah" diyor ve her rüya kadar saçma bu rüyayı da şuracığa bırakıyorum, vardır elbet bir hikmeti...
Wednesday, October 30, 2013
melekli gümüş kolye ucu
Bu makale hakkinda daha cok yazi inceleyebileceginiz guzel bir site : kolye ucu modelleri
SUÇ Bir Ceza Avukatının Gerçek Hikayeleri
Bir ara görüp almak istemiştim.Sonra daha çok merak ettiğim için almamıştım. İyi ki de para vermeyip kütüphaneden almışım. Çünkü gerçekten de verilecek paraya değecek bir kitap değil.
Öncelikle çok yapay bir dili vardı. Yazarın edebi bir dili yoktu ama yapaylık hat safhadaydı. Birde olayları yazarın kendi gözünden göreceğimi düşünüyordum ama böyle gerçekleşmedi. Yazar kişilerin önceden yaşadığı şeyleri anlatmış ama bu çok itici olmuş.
Kitap için fazla söyleyebileceğim bir şey yok. Benim için tam anlamıyla hayal kırıklığıydı.
PUANIM:
kolay degişik lif
Modelimiz bu
Önce beyaz iple 2'li fıstıklarla 3*3 sıra kare yapıyoruz.
Mavi ipe geçiyoruz.
2'li fıstıklarla 15 sıra (15 kutucuk) yapıyoruz.
2. kenarıda mavi ile 15 sıra yapıyoruz.
3.kenarıda mavi ile aynen 15 sıra yapıyoruz.
Bu şekilde 4 kenarınıda mavi ile 15'er sıra yapıyoruz.
Beyaz iple yaptığımız şeridin dış kısmından 3 kutu boşluk bırakarak 1.sıraya başlıyoruz.
İki şeridin birleştiği köşede 3'lü fıstık yapıp tek seferde çıkıyoruz. (Bu her sırada böyle olucak)
1.sırayı bu şekilde tamamlıyoruz.
2.sırayıda aynı şekilde yapıyoruz. Birleşim yerlerinde 3'lü fıstığı unutmuyoruz.
Bu şekilde beyazla 3 sıra örüyoruz.
3.sıra bitince diğer tarafa geçmek için ipimizi kopartmadan, üçer zincir çekip boşluklara batarak yürütüyoruz
Köşelere aynı yere 3 kez 3 zincir çekip batarak tirfil yaptım.
Yine baştan 3 kutu boşluğu bırakıp diğer tarafın 1.sırasına başlıyoruz.
4 tarafınıda aynı şekilde yapıyoruz.
Beyazla 4 tarafınıda aynı şekilde tamamlıyoruz.
Mavi iple yine baştan 3 kutu boş bırakarak 1.sıraya başlıyoruz.
3 sıra örüyoruz.
Yine mavi ipi diğer tarafa geçmek için 3'er zincirle boşluklara batarak yürütüyoruz ve 4 tarafıda aynı şekilde tamamlıyoruz.
Bu makale hakkinda daha detayli bilgi gorebileceginiz onemli bir site : degişik çeyizlik lif
Tuesday, October 29, 2013
telli peynir
Herkese merhabalar.
Sırada nefis herkesin farklı yaptığı isminin yöreye göre değiştiği ama aslen karadeniz yemeği olan mıhlama var.Mıhlama yapmak çok kolay gibi görünsede aslında o kadarda kolay değildir,en azında iyi mıhlama yapmak,tutturmak biraz tecrübe işi sanırım,ilk mıhlama yapmak istediğimde netten biraz araştırmıştım,çünkü annemin yada bir başkasının elinden hiç yememiştim,o dönemde ilk denemem olacağı için ölçüler çok abuk gelmemişti çünkü ne yemiştim ne de yapmıştım, ama yinede Allah aAllah dedirtmişti,şimdi zamanla olması gerektiği gibi bir tarifi kendime kendime oluşturunca o tarifleri verenlere çok kızıyorum.2 su bardağı suya 1 su bardağı mısır unu olur mu hiç?
kopyala yapıştır yada oradan buradan duyup yazarsan oluyor işte.Neyse o günler çok ziyan verdim sonrada bir daha mıhlama tarifi bakmadım.
Beni bu yazıyı yazmaya iten de bu oldu sanırım.
Yalnız şunu da unutmamak lazım ki birçok yörenin kendine has aynı yada farklı adla mıhlama tarifi var,kimisi, bizim gibi peynirini bol koyar,kimisi mısır ununu daha çok koyup çok az peynir koyuyor,kimisi sütle kimisi de suyla yapıyor,biz en çok bu halini seviyoruz yani; bol peynirli .
Şimdi sizlere dilim döndüğünce deneyerek bulduğum püf noktalarını yazacağım,eğer sizlerinde önerileri varsa açığım, hemen o şekilde de dener yazıma eklerim zaten denedikçe yeni bir püf noktası bulursam yazıma ekleyeceğim.
MIHLAMA YAPMANIN PÜF NOKTALARI
#En önemlisi malzemenizin kalitesi,tereyağı,peynir ve mısır ununun kalitesi oranında başarı sağlarsınız.
#Tereyağının piştikten sonra üzerine çıkmasını istiyorsanız (ki benim en büyük sorunum buydu ve kimse bununla ilgili yazmamıştı) tereyağını tavada eritip hemen mısır ununu eklemeyin,yağı yakmadan fokur fokur kaynatın ondan sonra ekleyin mısır ununu.
#peyniriniz mutlaka eriyen,kaliteli bir peynir olsun,en iyisi Trabzon peyniriyle yapmaktır ama ben bazen kaşar peyniriyle bile yapıyorum yinede güzel oluyor.
#peynirini kattıktan sonra biraz eritip mutlaka kısık ateşte kendi haline bırakın,arada karıştırın dibi tutmasın ama çokta müdahale etmeyin.
#en son mutlaka tereyağı üzerine çıkmış olmalı,yoksa pişmiş sayılmıyor malesef ,buna dikkat edip ocaktan öyle alın.
#mutlaka sıcak tüketin yoksa ilk lezzeti bulamazsınız.
#içine katacağınız yarı yarıya süt daha lezzeti olmasını sağlayacaktır.
#Lezzetli olsun istiyorsanız tereyağından kaçmayın derim ben biraz kaçtığım haliyle verdim ölçüyü ,sağlık açısından bir probleminiz yoksa biraz daha katabilirsiniz ama mutlaka köy tereyağı olsun derim.
#İlk yaptığınızda başarılı olamayabilirsiniz bunu da aklınızdan çıkarmayın,yukarıda da dediğim gibi kolay görünen ama biraz tecrübe el alışkanlığı isteyen bir yemektir.
#mısır ununu rengi dönene kadar ama yakmadan iyice kavurun,hazır kavrulmuş mısır unlarından da kullanabilirsiniz o zaman daha çabuk kavruluyor.
Şimdilik benden bu kadar ,eklemem gereken bir madde olursa yazımı tekrar güncelleyeceğim,sizden de öneriler bekliyorum.
MIHLAMA (KUYMAK) |
2 dolu dolu yemek kaşığı tereyağı
(eğer sağlık sorununuz yoksa ,tereyağını seviyorsanız 1 kaşık daha katabiLirsiniz daha lezzetli oluyor)
2 silme yemek kaşığı mısır unu (ben kavrulmuş kullandım)
1 su bardağı su ve süt karışımı
1,5 -2 su bardağı kadar eriyen peynir (trabzon peyniri,çeçil peyniri yada kaşar peyniri olabilir)
HAZIRLANIŞI
Öncelikle tereyağını tavaya alıp kızdıralım,yakmadan fokur fokur kaynamasını sağlayalım.yağımız kızınca mısır ununu ekleyip rengi dönene kadar kavuralım.Ben kavrulmuş kullandığım için çok kavurmadım.
Ardından su ve süt karışımını ekleyip,karıştırıp kaynatalım.Kaynayınca içine peynirini atıp ocağın altını iyice kısalım bir iki karıştırıp, peynirin erimesini sağlayalım,tereyağı üzerine çıkana kadar kısık ateşte çok müdahale etmeden pişirelim.
Tereyağı üzerine çıktıysa mıhlamamız hazır demektir.
AFİYET OLSUN...
Not: eski bir tarifimdir mıhlama takipçilerim bilirler,bu nedenle diğer yayınımı sileceğim bu nedenle gelen eski yorumları kopyala yağıştır yöntemiyle bu yayınıma alacağım,yorumlayan arkadaşlarıma ayıp olsun istemem.bilginiz olsun istedim...
Twitter : Reyhan Ksc
instagram : reyhanksc
facebook: anne eli gibi
Bu konu ile alakali daha cok bilgi bulabileceginiz onerdigimiz bir site : hamur kızartması tarifi peynirli
dant elbohçakenarfı
anne emeği:))) hele anneler günü de
Kesinlikle onerdigimiz enterasan konular ve siteler : en yeni bohça dantelleri
Monday, October 28, 2013
igne oyası namaz örtüsü örnekleri
YÜKSEK KALİTE İĞNE OYASI ÖRNEKLERİ
RESİMLERİ BÜYÜKTEK İÇİN RESİMLERE TIKLAYIN
Bu yazi ile alakali daha detayli yazi inceleyebileceginiz onerdigimiz bir web sitesi : iğne oyası namaz
Sunday, October 27, 2013
Kurban Bayramınız Mübarek Olsun ve..
Biliyorum bu bir et bayramı değil
Bir anlamı,maksadı,mesajı var..
Ki yüce yaradan şu alemde herşeyin bir karşılığını vermiş sesimiz bile çıktığında aksi bir yere vuruyor ve yankısını duyuyoruz..
Bu sebeple ondan gelen herşey kendi içinde anlamlı..
Dilerim bunları anlayan,bilen,hisseden ve uygulamak için çabalayn kullardan olmuşuzdur,olacağızdır..
Birde şöyle de eklersek,hem köklerim itibariyle(doğulu olmak)hem de damak zevkimden sebep bir etseverim ama yanında zeytinyağlıya da bayılan balık da çok seven biriyim..Bunu neden belirttiğimi ne gereksiz bir açıklama diyen olursa şundan sebep diyorum.
Bu bayram bir et bayramı değil,evet bende çok seviyorum kavurmaya bayılıyorum etli yemeklere kebaba hayatta hayır diyemem ama bu bayram evine et götüremeyenlerin,alamayanların,yıllarca belki yiyemeyenlerin bayramı bizim gibiler Allah(c.c.)tarafından aracıyız..
Bu sebeple eve gelen etleri elimizden geldiğince fazlasıyla vererek buzluk doldurmayalım gönül keselerini doldurup tebessüme doyalım..
Eve getirmeyenlerin de dilerim nereye gittilerse onların karınlarını ziyadesiyle doyurup aracı olmuş kişilere,kurbanını bu şekilde verenlere de ruh doygunluğu nasib olsun..
Sözün özü der isek
Kurban bayramınız mübarek
Edilen dualarınız kabul
Ruhlarınız temizlenmiş
Birilerinin yüzleri gülmüş
Hoş sohbetlerin olduğu sofralarınız
Üzerlerine muhabbet ile içilmiş kahveleriniz
ve hepsiyle beraber bayramınız bayram gönülleriniz şen&ferah olsun..
Fikrimden Geceler Ayrılık Sözlerini Kim Yazdı ve Beste Kimin Ayrılık Sözleri
Fikrimden Geceler Ayrılık Sözlerini Kim Yazdı ve Beste Kimin Ayrılık Sözleri
Fikrimden Geceler Ayrılık |
Ayrılık isimli şarkı bir Azeri türküsüdür. Ayrılık türküsünün sözlerini Ferhadi yazmış, bestesini ise Ali Selimi yapmıştır.
Fikrimden Geceler Ayrılık türküsünü Türkiye'de bir çok sanatçı tarafından yorumlanmıştır. Zara, Cem Adrian ve Gülay'ı seslendiren sanatçılar arasında örnek verebiliriz.
Ayrıca Fikrimden Geceler Ayrılık türküsünü ünlü keman sanatçısı Farid Farjad'da icra etmiştir.
Fikrimden Geceler Ayrılık türküsünü amatör ses sanatçılarıda yorumlamıştır.
Ayrılık Sözleri:
Fikrimden geceler yatabilmirem
Bu fikri başımdan atabilmirem
Neyleyim ki sene çatabilmirem
Ayrılık ayrılık aman ayrılık
Her bir dertten ala yaman ayrılık
Uzundur hicrinle kara geceler
Bilmirem men kendim hara geceler
Bir oktur kalbime yara geceler
Ayrılık ayrılık aman ayrılık
Her bir dertten ala yaman ayrılık
ilk yapılacaklar, adadan haberler
sezonu kapatmadan splendid palace hotel'de bir gece kalmak
her gün önünden geçiyorum otelin; en üst katta ortadaki odada gözüm var:) bugün turizm sempozyumu splendid palace da yapılınca ilk kez girdim otele; şaka gibi değil mi? ama öyle bir sene oldu adada yaşayalı ha bugün -kış mevsiminde kapalı- ha yarın derken nihayet yüksek tavanlı ferah feza otele bugün girdim; biri deniz diğeri havuz manzaralı iki oda gezdim; üst katta kalacağım ben ama başka oda olmaz! mutfağını henüz deneyimlemedim otelin; sempozyum için hazırladıkları mini atıştırmalık açık büfe mutfağın iyi olduğunu gösteriyordu; süt ve kahve yenileniyor, kurabiyeler / kanepeler / minik börekler bittikçe çeşit değiştiriliyor / büfe hep temiz ve düzenli tutuluyordu.
sempozyuma dair söyleyeceklerimi o an twitterda yazdım; tekrara girmek olsa da bir-iki aklımda kalan detayı yazayım;
* istanbula 10 yeni gezi rotası eklenmiş; rehberler bilgilendirilmiş, kitler hazır kısa bir süre sonra turizm acentaları bu yeni turlara başlayacak. yürüyüş / yemek / alışveriş şeklinde düzenlenmeye çalışılmış bu turlar. tarihi mekanlar, inanç turizmi ve tabii yemek.
* istanbul modern sokağa çıkıyor! yakında göreceğiz.
* bu sene bienali 240.000 kişi gezmiş. bu rakam geçen sene 90.000 miş. bienalin bu sene ücretsiz olmasına bağladı görgün taner sayıdaki bu artışı.
aklımda kalan bunlar, aa bir de bizim sanata harcadığımız bütçeler diğer ülkelerin bütçeleri ile karşılaştırıldı da rakamlar arasında uçurum var uçurum!
korhan gümüş çok geç olmadan harekete geçmemiz konusunda bir kere daha uyardı, herkesi! halim bulutoğlu şakayla karışık ''yine içimizi karattın korhan'' diye takıldı, diye biraz magazinel bir not da iletmiş olayım, sempozyumdan.
***
adada hayat iyi güzel de kalabalığı başın kaldırmıyor bir süre sonra anacım. bak bana, bugün sempozyum kalabalık vs akşam eve gelmeden en sevdiğim yemeği yapmış cancan da 2 tabak yemeği hüpletince eve gelip uyudum! kafamız trafik falan kaldırmıyor artık, ay ay ay geçen gün 30larında bir arkadaşımla adada hayat / istanbul yorgunluğu üzerine konuşurken eee ne olacak 10 sene sonra kedilere mama veren, gürültüden kaçan, sokaktaki çocukları kovalayan huysuz teyzeler mi olacağız derken korktum gözüme önünde gelen görüntüden; birden istanbula gidip o gürültüyü içime çekesim geldi. ahahah gitmedim tabii
***
adadan haberler en azından bendekiler bu kadar
iyi tatiller
evde mickey mouse yaş pasta yapımı
Temalı doğum günü partisi hazırlıklarına aslında en az bir ay önceden başlamak gerekiyor. Etiketlerin kesilmesi & yapıştırılması, süslerin ve hediyeliklerin hazırlanması, banner yapımı, kağıt pon ponların tek tek katlanması ve açılması, kavanozların doldurulup fiyonkların bağlanması, peçetelerin katlanıp giydirilmesi, hediye poşetlerinin temaya uygun hale getirilmesi gibi bir çok detay var. Özellikle 1 yaş kurabiyeleri ciddi bir emek istiyor. Neyse ki kurabiye yapımında annemle yengem çok hızlıydılar:)
Tüm bunları hazırladıktan sonra bir önemli konu da doğum gününün yapılacağı mekanı süslemek. Toprak'ın Mickey Temalı 1 Yaş Doğum Günü'nü evde yaptığımız için bir gün öncesinden evi rahatlıkla hazırlamıştım. Ama Can'ın doğum günü için bu kadar şanslı değildik. Ablamlar ve misafirler mekana gittiklerinde, doğum günü çocuğu Can ve tüm süslemeler ile biz daha yoldaydık. Cafeye varır varmaz tüm süslemeleri büyük bir hızla yerleştirmek zorunda kaldık.
İşte Arı Temalı 1 Yaş Doğum Günü Partisi Hazırlıkları:
"Can 1 Yaşında" etiketli su şişesi.
Bu kez kapaklara fiyonk da ekledim.
Arı temalı bardak, peçetelik ve çikolata
Daha önce bu yazımda bahsettiğim doğum günü hediye kavanozları
Misafirlerimiz için hazırlanan hediyelik poşetler. Tabii ki arılı:)
Oğlumun ilk doğum gününden sonra yapmasını öğrendiğim kağıt pon ponlar. Yapım aşaması biraz uzun sürdü ama çok keyif alarak hazırladım. Masalara bıraktığımız pon ponlar ortama renk kattı.
Vee Can'ın İlk Doğum Gününden Kareler...
Arıların kol gezdiği doğum günü masası:)
Arı Konseptli Cup Cake, Loli Pop, 1 Yaş Kurabiyesi ve İçecekler
Ve karşınızda Doğum Günü Çocuğu: A R I C A N !!!
Anne oğul aşkı...
İyi ki Doğdun Can!!!
Biz:)
"Yaşasın balonları yine ben kaptım"
Can'ın doğum günü hediyesi. Kuzucuğun mutluluğu görülmeye değerdi. Ama akülü arabayı gören çocukların hepsi aynı anda arabaya binmek isteyince ortalık karıştı.
Veee son olarak arabaya Can'dan fazla binen Toprak
Bu konu ile alakali daha cok yazi bulabileceginiz tavsiye ettigimiz bir internet kaynagi : basit salatalar